İK Yönetimi ve Uygulamaları
İnsan Kaynakları Yönetimi yaklaşımı ve uygulamaları yönetim biçimi olarak yerleşirken izlediği süreç içerisinde çeşitli deneyimlerden geçmiş, sonuçları benimsenir hale gelmiş ve uygulanan kurallar niteliğini kazanarak İnsan kaynakları Yönetimi İlkelerini oluşturmuş.
Personel Yönetimi anlayışı ile uygulanmış klasik Yönetim anlayışından insan odaklı olması özelliği ile tamamen ayrılan İnsan Kaynakları Yönetimi, ilkeleri ile de tamamen farklıdır. İnsan davranışları dünyada tam olarak tanımlanamasa da tanıdığımız özellikleri ile belirli ilkelerin oluşmasını mümkün kılmış.
İnsan Kaynakları Yönetimi anlayışında verimlilik temel ilkelerden birini oluşturuyor. Bilimsel tanımı, üretimde kullanılan girdi ile üretim sonunda elde edilen çıktı arasında ki oransal ilişki. Firmalar birim başına minimum gider yaparak maksimum üretim ya da hizmet elde etmeyi amaçlarlar bu hedef tüm işletmeler için geçerlidir elbette, ancak Klasik yönetim anlayışında bu hedefler Personel yönetimi tarafından takip edilmez. İnsan Kaynakları Yönetiminde ise firmanın kuruluşundan itibaren tüm misyon vizyon ve hedeflerin gerçekleştirilmesi ana amacını oluşturmakta bu faaliyetlerde aktif rol almaktadır.
Verimlilik, verimlilikte iş gücünün rolü nedir yaklaşımı ile bakıldığında minimum rakamlarda personel kullanarak maksimum düzeyde çıktı elde etmek olarak açıklanabilir. İş gücünün fiziksel ve zihinsel performansından maksimum düzeyde fayda sağlamak ve çalışma temposunda ki verimi geldiği düzeyde tutabilmek sürekliliğini sağlamaktır.
İnsan Kaynaklarında İnsan Odaklı Yaklaşım
İnsan kaynakları Yönetimi anlayışı tabi ki tanımı ve uygulamayı bu hali ile bırakmamakta insan odaklı yaklaşımın unsurları bu aşamada uygulamaya konmaktadır. Çalışandan en yüksek verimi alabilmek için iş görene onu tatmin edecek bir ücretin ödenmesi gerekmektedir. Bir başka gereklilik İş görenin faaliyet göstereceği çalışma alanındaki fiziki şartların işi doğru ve verimli yapmaya uygun olmasıdır. Oturulan koltuk, odadaki ışık, oda sıcaklığı gibi pek çok unsur kişinin çalışma verimini etkileyecektir.
İnsan Kaynakları Yönetimi yaklaşımında iş gören ile ilgili yerine getirilecek şartlar bu faktörlerle de sınırlı değil çalışanın sosyopsikolojik beklentilerini karşılamayı da hedeflemektedir. İş görenin zihinsel gücünü artırmak, iş yerine olan bağlılığını yükseltmek, iş görenle iş yeri arasında gönül bağı kurmak, iş görenin çalıştığı iş yerinden ve yerine getirdiği görevden hoşnut olmasını sağlamak, İnsan kaynakları Yönetiminin iş yerinde verimliliğin artırılması ilkesini uygularken ulaşmak istediği amaçlardan biridir.
Sosyopsikolojik beklentilerin yerine getirilmesi ile ilgili sayılabilecek bir başka İnsan kaynakları Yönetimi İlkesi İnsancıl Davranış ilkesidir böyle bir ilke neden gerekli olmuştur sorusunun cevabı, iş yaşamının tarihine bakıldığında kolayca anlaşılabilmekte. Personel yönetimi anlayışında uygulanan personel yönetimi politikalarının sadece etkinlik ve verimlilik ilkesi uygulanarak ekonomik amacı gerçekleştirmeye yönelik olması pek çok olumsuzluğu doğurmuş. Çalışanların motivasyonlarının düşmesi, sağlıklarının bozulması dolayısı ile iş verimlerinin düşmesi yeni alınan personel işi öğrenene kadar yaşanan zaman kaybı, zaman kaybına bağlı olarak ile üretimin düşmesi firmaları çok daha fazla zarara uğratmış.
Yaşanan deneyimler göstermiş ki İş görenin, faaliyet gösterdiği iş yerinde etkin olabilmesi için o işletmede bilgili olması sağlanmalı, değerli olduğu hissettirilmeli ve inisiyatif kullanması olanağı tanınmalıdır.
Personel Verimliliğini Arttırmak
İnsan kaynakları Yönetimi anlayışında iş görenden verim alabilmenin koşulları, iş görenin yaşam kalitesini yükseltmek, İş görenin güvenliğini sağlamak, iş görenin iş yerinde ki uyumunu sağlamak, sosyal ilişkilerini güçlendirmek ve kuruma olan bağlılığını yükseltmek, iş görenin kendi yeteneklerinin farkına varmasını sağlamak, iş görene yönetsel beceri ve güç kazandırmak, bağımsız çalışma ortamı sunmak şeklinde sıralanmaktadır.
İnsan ilişkilerinin ön plana çıkarılmasını savunan insan kaynakları Yönetimi anlayışı EŞİTLİK ilkesini de titizlikle uygulamaktadır. İzlenecek yönetim politikasında iş görenler arasında dil, din, ırk, cinsiyet ve benzeri hiçbir ayırımcılığa yer verilmesi düşünülemez ve fırsat eşitliği tanınmasında tamamen yansız ve adil olunmalıdır. İş görenler arasında eşit işe eşit ücret uygulaması da eşitlik ilkesinin bir gereğidir.
İş gören faaliyet gösterdiği kurumda güvence beklentisi içindedir. İş gören etik değerlere aykırı bir durum olmadığı sürece tüm yaşamını adadığı iş yerinden işini, bulunduğu konumu ve haklarını kaybetmeyeceğinin güvenini duymak ister ve hakkıdır demektedir İnsan kaynakları Yönetimi anlayışı.
İnsan kaynakları Yönetiminin temel ilkelerini, iş yerinin verimliliğini artırmaya yönelik iş görenin temel hak ve ihtiyaçları oluşturmaktadır aslında insan ögesinin firmanın hedeflerine ulaşma yolunda ki araç konumunda bulunması aynı zamanda temel hak ve ihtiyaçlarının karşılanması gereği ile firmanın amacıdır da.