İşsizliğin Nedeni Nedir?

İşsizlik Nedenleri

Ülkemizdeki eğitim ve istihdam seferberliği kapsamında yürütülen mesleki eğitim kurslarına ne kadar ilgi gösteriliyor, ülkemizde üniversite mezunlarının ek bir eğitime yaklaşımı, donanımını artırmaya istekliliği nedir?

İŞKUR ve Belediyelerin eğitimlerini alan meslek edinen insanların iş yaşamına katılmaları memnuniyet verici. Ancak ülke genelinde daha fazla bilgi edinmeye bir meslek ya da yabancı dil öğrenmeye ne kadar istekliyiz?

Sınırlı bir bölge içinde mesleki eğitim ya da yabancı dil eğitim almayı düşünür müydünüz sorusuna tam 250 kişi hayır demiş. Ülkemizde mücadelesi verilen meslek edindirme faaliyeti kapsamında kısa sürelerde elde edilebilecek mesleki nitelikleri ve becerileri kazanmaya bu bilgi ve becerileri belgelemeye daha fazla istekli olmamız dolayısı ile ülke genelinde verilen bu mücadeleye aktif olarak katılmamız gerekiyor. Üniversite mezunları arasında da benzer durgunluk söz konusu yabancı dil eğitimi daha fazla bilgi teknolojileri gibi donanımları kazanmaya çok sıcak bakmıyorlar. Görüşülen pek çok üniversite öğrencisi Gazetecilik ya da Mühendislik gibi toplumda hemen göze çarpacak meslek gruplarını temsil eden alanlarda eğitim alıyorlar ise diploma almanın yeterli olacağı görüşündeler. Sınırlı küçük çapta bir araştırmanın sonuçları bu yönde.

Eğitimli İşsizlik

Ülkenin genel durumuna bakıldığında eğitimli işsizliğin artışı ülkemizde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri. Kaynaklar her 4 işsizden birinin Üniversite mezunu olduğunu söylüyor, 2015 yılında 6,5 Milyon Üniversite mezunu iş hayatına atılmaya hazır olur bu rakamın 5,8 Milyonu bir işe yerleşirken 768 Bin kişi bir iş bulamaz.

Üniversite mezunlarının en fazla işsizlik çektiği alan Gazetecilik ve Enformasyon olarak açıklanmış bu alan mezunları için işsizlik oranı 29,1 olarak verilirken Bilgisayar, Müzik, Resim gibi sanat dalları ve Sosyal Bilimler işsizliğin yoğun olduğu alanlar olarak açıklanmış. Sorunun temeli yetkililerin yorumlarına göre iş gücü planlaması yapılmadan üniversite bölümlerine öğrenci yerleştirilmesine dayanıyor ancak bugün bu insanlar mezun durumda ve onların kişisel çabaları önemli.

Mühendislik mesleği için de durum farklı değil. Ülkemizde yakın tarihli yapılan bir araştırmaya göre işsizlik listesinin başına 73 Bin kişi ile Mühendislik yerleşmiş. Pek çok Mühendisin asgari ücret ile çalıştığı ve Mühendis işsiz sayısının her geçen gün arttığı ifade edilirken Beşeri ve Sosyal Bilimler mezunlarının işsizlik oranının %35 civarında olduğu bilgisine yer verilmiş. 3 Milyon 275 Bin işsiz içinde 828 Bin kişi Üniversite mezunu.

Gazetecilik mezunu ya da mezun olmak üzere olan kişilerin, işsizliğin %29 dilimi içinde yer almamaları veya bu durumdan kurtulmaları için çağın gereklerine göre hazırlanarak iş bulma şanslarını artırmanın mücadelesini vermeleri gerekiyor. Kodlama bilgisi bir gazeteci için önem taşıyorsa sürekli eğitim anlayışını bir yaşam biçimi olarak benimseyip niteliklerini geliştirmek çağın gereklerine uygun bilgi ve beceriyi edinmeleri gerekiyor ayrıca ilgili meslek alanlarına doğru kaymak durumunda kalmaları da mümkün görünüyor.

Mühendislik için de benzer durum söz konusu ülkede 73 Bin Mühendisin işsizliğinden söz ediliyor. Mühendislerin işsiz rakamları içinde yer almamak ya da kurtulmak için üretecekleri en iyi çözümün daha fazla ne bilmeleri gerektiği ile ilgili diyor mesleğin yetkin isimleri. Mühendisler mutlaka proje çizebilmeli, çizim ve yazılım hakkında yeterli bilgi düzeyinde olmalıdırlar ayrıca İngilizce bilmeli diğer dilleri de öğrenmelidirler tespitinde bulunuluyor.

Sınırlı araştırmamız içinde yer alan Mühendislik ve Gazetecilik öğrencileri ek bir eğitime ihtiyaçları olmadığı görüşünde idi. Üniversiteli olmayan grup vasıfsız iş gören olarak çalıştığı işte memnun olduğunu bir meslek kursuna katılmayı düşünmediğini belirtti. Ülkenin genel durumu ve araştırma sonuçları ile bu küçük araştırma karşılaştırıldığında ortaya çıkan durum insanların yeni bir eğitime çok da istekli olmadığı yönünde.

İstihdam ve Eğtim Seferberliği

Ülkedeki istihdam ve eğitim seferberliği konusundaki gayretler sanki derinden hissedilemiyor, nitelikli iş gücü ya da vasıfsız iş gören adayları için her çalışan, çalışmak isteyen için, Sürekli Eğitim kültürünün benimsetilmeye çalışıldığı bu suretle kişilerin istihdamının kolaylaşması sağlanırken toplumdaki genel yaşam standardının ve eğitim seviyesinin de yükseltilmesinin mücadelesinin verildiği bir süreçten geçiyoruz ve ne yazık ki katılım seviyesi yeterli değil. Endüstriyel Kalkınmanın ana hareket noktası mesleki teknik eğitim olarak değerlendirilirken bu oranın ülkemizde %40 seviyelerinde kaldığı oysa beklenen oranın %65 civarında olması gerektiği belirtiliyor.